DİVAN EDEBİYATI
  Nazim Bicimleri
 

                 Divan Edebiyatı Nazım Biçimleri

   Ölçüsü ve uyağı olan söz ya da yazıya “manzum” ya da “manzume” denir. Şiirde dize sayısı, dörtlük sayısı, sıralanış düzeni, uyak yapısı gibi dış özelliklerin tümü, nazım biçimini oluşturur.Divan şiirinde pek çok nazım biçimi vardır, ama birkaçı daha yaygın olarak kullanılmıştır.

 Biçimlerine Göre: Uyak, beyit, mısra, bend, mesnevî, kasîde, gazel, rubaî, musammat, terkib-i bend, müsemmem, tuyuğ, tahmis, tardiye, taşdir, tesdis, teşbiye, taşir, tezmin, muaşşer, muhammes, murabba, müseddes, müstezat, şarkı

 Konularına Göre: Din dışı: Bahariye, Cevreviye, Fahriye, Mersiye, Mehdiye, Gazavatnâme, Sahilnâme, Sakînâme, Kıyafetnâme, Surnâme, Hamamnâme, Şehrengiz, Hicviye, Hezliyat, Tarih Düşürme, Muamma, Lûgaz, Dariye, Rahşiye

 Dinî: Tevhid, Münacat, Na’at, Makte’l-İ Hüseyin, Miraciye, Hilye, Mevlid, Kırk Hadis, Menkıbe, Kıssa

        A.BEYİTLERDEN OLUŞTURULAN BİÇİMLER

1.     GAZEL: Gazel divan edebiyatının en yaygın kullanılan nazım biçimidir. Önceleri Arap edebiyatında kasidenin tegaüzzül adı verilen bir bölümü iken sonra ayrı bir biçim halinde gelişmiştir. Gazelin beyit sayısı 5-15 arasında değişir. Daha fazla beyitten olaşan gazellere müyezzel ya da mutavvel gazel denilir. Gazelin ilk beyti matla, son beyti ise makta adını alır. Matla beytinin dizeleri kendi aralarında uyaklıdır (musarra). Sonraki beyitlerin ilk dizeleri serbest ikinci dizeleri ilk beyitle uyaklı olur. Birden fazla musarra beytin bulunduğu gazel zü’l-metali, her beyti musarra olan gazel ise müselsel gazel adıyla bilinir. İlk beyitten sonraki beyte “hüsn-i matla” (ilk beyitten güzel olması gerekir), son beyitten öncekine “hüsn-ü makta” (son beyitten güzel olması gerekir) denir.

  
Gazelin en güzel beyti ise beytü’l-gazel ya da şah beyit adıyla anılır. Bunun yeri ya da sırası önemli değildir. Bazı gazellerin matlasını oluşturan dizelerden birinci ya da ikincisinin matlasının ikinci dizesi olarak yenilenmesine “redd’i-matla” denir. Şair mahlasını (şairin takma adı, ya da tanındığı ad) maktada ya da “hüsn-ü makta”da söyler. Bu durumda beyit ikinci bir adla mahlas beyti ya da mahlashane olarak anılır. Şairin mahlasını tevriyeli kullanmasına hüsn-ü tahallüs denir. Dize ortalarında uyak bulunan gazele musammat, sonu getirilmemiş ya da beyit sayısı 5’in altında bulunan gazellere de “natamam” gazel denir. Başka şairlerin birkaç dize ekleyerek bend biçimine dönüştürdüğü gazellere “tahmis”, “terbi” adı verilir.

  
Bütün beyitlerinde aynı düşüncenin ele alındığı gazeller “yek ahenk gazel”, her beyti öncekinden ustalıklı biçimde söylenmiş gazeller de “yek avaz gazel” olarak adlandırılır. Gazeller konularına göre de çeşitli isimlerle tanımlanır. Aşka ilişkin acı, mutluluk gibi içli duyguların dile getirildiği gazeller “aşıkane”, içki, yaşama boş verme, yaşamdan zevk alma gibi konularda yazılanlara “rindane” denir. Aşıkane gazellere en iyi örnek Fuzûlî’nin gazelleri, rindane gazellere en iyi örnek ise Bâkî’nin gazelleridir. Kadını, içkiyi ve ten zevklerini konu edinen gazeller ise, örneğin Nedîm’in gazelleri, “şuhane”, öğretici nitelikli gazellere, örneğin Nâbî’nin gazelleri, hakimane gazel denir. Ayrıca felsefi konularda yazılmış gazeller de vardır. Gazeller eskiden bestelenerek okunurdu. Özelikle bestelenmek için yazılmış gazeller de vardır. Gazelleri makamla okuyan kişilere “gazelhan”, gazel yazan usta şairlere ise “gazelsera” adı verilir. Gazel, Türk müziğinde ise şiirin bir hanende tarafından doğaçtan seslendirilmesidir. Sesle taksim olarak da bilinir.

  
Gazelin kelime anlamı ahu, ceylan ve kuru yapraktır. Güzellikten, aşktan, onun yüzünden çekilen acılardan, şaraptan, eğlenceden söz eden Divan Edebiyatı nazım şeklidir.

1- Beyit sayısı 5 ile 15 arasında değişir. ama genelde bu sayı 5, 7, 9 beyittir.
2- İlk beyit kendi arasında kafiyelidir. Gazelin kafiye düzeni (örgüsü) şöyledir; 
aa, ba, ca, da, ea, fa
3- Gazelin ilk beytine matla(doğuş yeri) denir.
4- Gazelin son beytine makta (bitiş, kesiliş yeri) denir.
5- Şairin isminin geçtiği beyte taç beyit denir.
6- Gazelin en güzel beytine beytü’l-gazel denir. Bu beyte Şah beyit de denir.
7- Gazelde genelde anlam bütünlüğü aranmaz, anlam beyitte tamamlanır.
8- Bir gazelin bütününde aynı konu işleniyorsa, böyle gazellere yek-ahenk gazel denir.
9- Bütün bir şiirin aynı söyleyiş güzelliğine sahip olduğu gazellere yek-âvâz gazel denir.
10- Divan edebiyatı şairleri bütün maharetlerini gazelde ortaya koyarlar. Büyük şair olmanın en büyük ölçütü gazellerdir.
11- Gazelde konu aşk, şarap, güzellik ve aşkın ıstırabıdır.
12- Bazı gazellerin matladan sonra gelen beyitlerinde mısralar ortalarından bölünebilir. Bu durumda gazele iç kafiye hakimdir. Böyle gazellere musammat gazel denir.
13- Aruz ölçüsüyle yazılır.
14- Fuzûlî, Bâkî, Nedim, Şeyh Galip, Taşlıcalı Yahya Bey vb. gazelin önemli isimleridir.

                           Tahammül mülkünü yıktın Hülagu Han mısın kafir
                Aman dünyayı yaktın ateş-i suzan mısın kafir

                Kız oğlan nazı nazın şehlevend avazı avazın
                Belasın ben de bilmem kız mısın oğlan mısın kafir

            Ne ma'na gösterir duşundaki ol ateşin atlas
            Ki ya'ni şule-i cansuz-ı hüsn ü an mısın kafir

            Nedir bu gizli gizli ahlar çak-i giribanlar
            Aceb bir şuha sende aşık-ı nalan mısın kafir

            Sana kimisi canım kimi cananım deyü söyler
            Nesin sen doğru söyle can mısın canan mısın kafir  

                                                                                                 NEDİM

 

2.     KASİDE: Din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla belirli kurallar içinde yazılan uzun şiirlerdir. En az 33, en çok 99 beyitten oluşur. Kasidenin en güzel beytine “beyt-ül kaside”, şairin mahlasının bulunduğu beyte de “taç-beyt” adı verilir.

KASİDENİN BÖLÜMLERİ

NESİB VEYA TEŞBİB: Kasidenin ilk bölümüdür.Genellikle kasidelerin en uzun ne sanatlı bölümleridir.Şair bu bölümde  mevsimleri, bayram günlerini, felsefi bir konuyu ve daha başka çeşitli konuları işleyebilir.Kasidelere isimlerini veren kısım bu bölümdür.

GİRİZGAH: Kasidenin ikinci bölümüdür.Şairin, methini yapacağı, övgüye değer niteliklerini sıralayacağı kişiden bahsedebilmek için bir fırsat aradığı, bunu en iyi şekilde yapabilmek üzere uygun bir durum belirlediği tek veya ilk beyitinin adıdır.Bu bölüme giriz de denir.Bu beyit veya beyitlerin ustaca yazılmış olması, nükteli bir söyleyişi ihtiva etmesi gerekir.Bu bölüm nesib bölümü ile methiye bölümünü birleştiren bağ vazifesi görür.

METHİYE: Kasidenin üçüncü bölümüdür.Bu bölümde adına kaside yazılan kişi övülür.

TEGAZZÜL: Kasidenin dördüncü bölümüdür.Gazel tarzında şiir yazma demektir.Şair genellikle methiye bölümünden sonra, bir fırsatını düşürüp aynı vezin ve kafiyede bir gazel söyler.Bunu söylemeden gazelel geçeceğini bildirir.

FAHRİYYE: Kasidenin beşinci bölümüdür.Şairin, kendi kendisini övdüğü, sanatının diğer bütün şairlerden üstün olduğunu söylediği bölümdür.

DUA: Kasidenin son bölümüdür.Bu bölümde, şair Allah’tan övdüğü kişi için ikbal, saadet, uzun ömür ve başarı diler, kendisi de, kasidesini başarı ile bitirmesine imkan verdiği için Allah’a karşı şükran duygularını dile getirir.

                                  SU KASİDESİ

Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su

Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su

Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem
Yâ muhît olmı
ş gözümden günbed-i devvâra su

Zevk-ı tî
ğundan aceb yoh olsa gönlüm çâk çâk
Kim mürûr ilen bıra
ğur rahneler dîvâra su

Vehm ilen söyler dil-i mecrûh peykânun sözin
İhtiyât ilen içer her kimde olsa yara su

Suya virsün bâ
ğ-bân gül-zârı zahmet çekmesün
Bir gül açılmaz yüzün tek virse min gül-zâra su

Oh
şadabilmez gubârını muharrir hattuna
Hâme tek bahmahdan inse gözlerine kara su

 

                                                                    FUZULİ



   

 

Konularına Göre Kasideler:

1. TEVHİT VE MÜNACÂT : Tanrının birliğini ve yüceliğini anlatan şiirlere tevhit, Tanrıya yapılan yalvarış ve yakarışları anlatan şiirlere de münacât denir. Daha çok kaside biçimiyle yazılmıştır.

2. NAAT : Hz. Muhammed”i övmek için yazılan şiirlere denir. Bunlar da daha çok kaside biçimiyle yazılmıştır.

3. MERSİYE : Bir kimsenin ölümü üzerine duyulan üzüntü ve acıyı anlatmak için yazılan şiirlerdir. Genellikle terkib-i bent biçimiyle yazılmıştır. (Bu türün, Eski Türk Edebiyatı’ndaki adı sagu, Halk Edebiyatı’ndaki adı ise ağıttır).

4. METHİYE : Bir kimseyi övmek için yazılan şiirlerdir. Bunlar da genellikle kaside biçiminde yazılmıştır.

5. HİCVİYE : Bir kimseyi yermek için yazılan şiirlerdir.

6. FAHRİYE : Şairlerin kendilerini övmek amacıyla yazdıkları şiirlerdir.

3. MÜSTEZAT: Her beyitte sonuna eklenen, ziyade adı verilen kısa dizelerin yer aldığı, içerik ve biçim bakımından gazele banzeyen şiirlerdir.

·         Uyak düzeni gazelinki gibidir.

·         Gazelde işlenen konular işlenir.

              Bülbül yetişir bağrımı hün etti figanın

              Zapteyle dehanın

 

              Hançer gibi deldi yüreğim tiğ-zebanın

              Te’sir-i lisanın

 

              Aheylemeğe başladı aya ne bu halet

              N’olsun bu hareret                

                              İzet Molla

 

4. MESNEVİ: Her beyti kendi içinde uyaklı uzun nazım biçimidir.Bir anlamda Divan edebiyatında manzum hikayelerin yazıldığı bir biçim olarak da tanımlayabiliriz. Mevlânâ”nın ünlü tasavvufi mesnevisi 25.700 beyitten oluşmuştur. Mesneviler aşk, dini ve tasavvufi, ahlaki-öğretici, savaş ve kahramanlık, bir şehri ve şehrin güzelliklerini anlatma, mizah gibi türlü konularda yazılmıştır. Divan edebiyatında roman ve hikaye gibi türler olmadığı için mesneviler bir bakıma bu türlerin yerini tutmuşlardır. On bölümden oluşur.

                VESİLETÜ’N NECAT

          Allah adın zikredelim evvela

          Vacib oldur cümle işde her kula

        

          Allah adın her kim ol evvel ana

          Her işi asan ede Allah ana

                                   Süleyman Çelebi

5. KITA: Beyitleri arasında anlam bütünlüğü olan; bir düşünceyi, hikmeti, nükteyi, yergiyi, övgüyü veya yaşam anlayışını anlatan şiirlerdir.

·         Genellikle iki beyitten meydana gelir.En fazla 16 beyit olarak yazılır.

·         Uyak düzeni xa, xa... biçimindedir.

            Kalem olsun ol katib-i bend tahririn

            Ki fesad-ı rakamı surumuzu şur eyler

            Gah bir hrf sükutuyle eder nadiri nar

            Gah bir nokta kusuruyla gözü kör eyler

                                                     Fuzuli

 

         B.BENTLERDE KURULAN NAZIM BİÇİMLERİ
     
a.TEK DÖRTLÜKLER:


1) RUBÂİ: Yaşamın anlamı, yaşam felsefesi, ölüm, dünyanın türlü nimetlerinden yararlanma, şarap gibi konular işlenir.

·         Tek dörtlükten oluşur.

·         Uyak düzeni aaxa biçimindedir.

 

·         Kendine özgü yirmi dört kalıbı vardır.

·         Divan edebiyatına İran edebiyatından gelmiştir.

·         Ömer Hayyam, bu türün en başarılı örneklerini vermiştir.

              Geçmiş günü beyhude yad etme

Bir gelmemiş an için de feryad etme

Geçmiş gelecek masal bütün bunlar

Eğlenmene bak ömrünü berbad etme

                        Ömer Hayyam

2) TUYUĞ (TUYUK): Genellikle, aşk ve aşk yüzünden çekilen acılar ve şarap gibi konuların dile getirildiği şiirlerdir.

·         Tek dörtlükten oluşur.

·         Uyak düzeni aaxa biçimindedir.

·         Konu sınırlaması yoktur.

·         Divan edebiyatına Türkler tarafından kazandırılmıştır.

·         Kadı Burhaneddin, Ali Şir Nevai. Nesimi bu türün en başarılı örneklerini vermişlerdir.

           Ezelden Hak ne yazmış ise bolu

           Göz neni ki görecek ise görür

           İki alemde Hak’a sığınmışız

           Tohtamış ne ola ya Ahsan Temür

      b.MUSAMMATLAR

   Bentlerden kurulu nazım biçimlerine verilen genel addır.Bendlerden kurulu nazım biçimleri dörtlüler (murabba, şarkı trbi’); beşliler (muhammes, terdiye, tahmis, taştir); altılılar (müseddes, tesdis) ve yedililerden oluşan müsebba’, sekizlilerden oluşan müsemmen, dokuzlulardan oluşan muaşşer, terkib-bent, teci-i bent olarak sıralanabilir.Müsebba ve mütessa’ biçimleri hemen hiç kullanılmamıştır.

     DÖRTLÜLERDEN OLUŞAN NAZIM BİÇİMLERİ

1) MURABBA: Felsefi, didaktik, dini konuların yanı sıra aşkın işlendiği şiirlerdir.

·         Uyak düzeni aaaa, bbba, ccca... biçimindedir.

·         Dörtlük sayısı 3-7 arasında değişir.

·         Şairin mahlası son dörtlükte yer alır.

·         Taşlıcalı Yahya ve Namık Kemal bu türün başarılı örneklerini vermiştir.

                Gül yüzünde göreli zülf-i semen-say gönül

                Kuru sevdada yiler bi-ser ü bi-pay gönül

                Dimedüm mi sana dolaşma ana hay gönül

                Vay gönül vay bu gönül vay gönül ey vay gönül

 

                Bizi hak itdi heva yolına sevda n’idelüm

                Pay-mal eyledi bu zülf-i semen-sa n’idelüm

                Kul idinmezdi güzeller bizi illa n’idelüm

                Vay gönül vay bu gönül vay gönül ey vay bu gönül

                                         Ahmed Paşa

2) ŞARKI: Bestelenmeye uygun aruz kalıplarıyla yazılan; aşk, sevgili, ayrılık, içki, eğlence gibi konuların dile getirildiği şiirlerdir.

·         Dörtlük sayısı 3-5 arasında değişir.

·         Birinci dörtlükte ikinci ve dördüncü dizeler, sonraki dörtlüklerde dördüncü dizeler aynen tekrarlanır.Buna nakarat denir.

·         Uyak düzeni abab, cccb, dddb... biçimindedir.

·         Divan edebiyatına Türkler tarafından kazandırılmıştır.

·         Nedim bu türün en başarılı örneklerini vermiştir.

                  Sevdiğim canım yoluna hake yeksan olduğum

İddir çık naz ile seyrana kurban olduğum

Ey benim aşkında bülbül gibi nalan olduğum

İddir çık naz ile seyrana kurban olduğum

 

Cümle yaran sar uşşak olduğun bilmez misin

Cümlenin takatleri tak olduğun bikmez misin

Şimdi alem sana müştak olduğun bilmez misin

İddir çık naz ile seyrana kurban olduğum

                                Nedim 

TERBİ’: Bir gazelin beyitlerine bir başka şiar tarafından aynı vezinle ikişer mısra eklenerek yazılan murabba türüdür.Eklenen mısralara “zamime” denir.Bu mısraların eklendikleri beyitle anlam bakımından kaynaşması gereklidir.Gazelin matladan sonraki beyitlerinin birinci dizeleri serbest olduğundan, kafiyelendirme o mısraya göre yapılır.

           DÖRTLÜLERDEN OLUŞAN NAZIM BİÇİMLERİ

MUHAMMES: Aynı vezindeki beşer mısralık bendelerden oluşan nazım biçimidir.

·         İlk bendin 5 mısrası birbiriyle, sonraki bendlerin son bir ya da iki mısrası ilk bend ile uyaklıdır(aaaaa, bbbaa, cccaa...).              

·         Muhammeslerde bend sayısı 4-8 arasında değişir.

·         Bu nazım biçimi çoğunlukla felsefi düşünceler ve tasavvuf konularını işler.

·         Mujammes şarkılar da yazılmıştır.

TARDİYE: Beş mısralık bendlerden oluşan ve az kullanılan bir musammat türüdür.

·         Her bendin dört mısrası kendi arasında kafiyelidir.Beşinci mısranın kafiyesi temel kafiyedir, bütün beşinci mısralarda yinelenir.

·         Tardiyeyi özel bir değer vererek başarıyla kullanan şair Şayh Galip’tir.

TAHMİS: Bir gazelin her beyitinin başına aynı ölçüde üç mısra eklenerek oluştırılan muhammestir.

·         Başarılı bir tahmiste, asıl beyit ile eklenen mısralar anlam ne yapı bakımından kaynaşmış olmalıdır.

·         Tahmis genellikle başka şairin gazelina yapılırsa da, kendi gazellerinden tahmis oluştıran şairler de vardır.

·         Divan edebiyatunda tahmis yaygın bir biçimdir, hemen her şair kendinden önceki ya da çağdaşı bir şairin gazelini tahmis etmiştir.

·         Bir gazeli tahmis eden şair mahlasını son bendde söyler

·         Tahmis edilen kasideler de vardır.

TAŞTİR: Gazelin her beyitinin arasına üç mısra eklenerek düzenlenen biçimdir(aaaaa, bbbbb ...). Bir gazeli taştir eden şair mahlasını son beyitte söyler.

              ALTILILARDAN OLUŞAN NAZIM BİRİMLERİ

MÜSEDDES: Aynı vezinde altışar mısralık bendlerden oluşan nazım biçimidir.

·         İlk bendin bütün mısraları birbirleriyle, sonraki bendlerin bir ya da iki mısrası ilk bend ile uyaklıdır(aaaaaa, bbbbaa, ccccaa...).

·         Müseddeslerin uzunluğu 5-8 arasında değişir.

·         Daha çok tasavvuf ve felsefe konularını işlemek için kullanılır.

TESDİS: Bir gazelin her beyitine dört mısra daha ekleyerek, gazeli altılı bendler haline getirmenin adıdır.Tahmis türünde olduğu gibi genellikle eksik gazellere uygulanır.

MÜSEMMEN: Bendlerinin mısra sayısı 8 olan nazım biçimidir.İlk bendteki mısralar kendi arsında kafiyelidir.Sonraki her bendte, ilk 7 mısra kendi arasında 8. mısra ise ilk bendle kafiyelenir.Kimi uygulamarda ise bendlerdeki 6 mısra kendi arasında, 7. ve 8. mısralar kendi arasında kafiyelidir.

MUAŞŞER: Aynı ölçüde onar mısralık bendlerden oluşan nazım biçimidir.İlk bendin on dizesi birbiriyle, sonraki bendlerin ise ilk iki dizesi ilk bend ile uyaklıdır.

TERKİB-İ BENT: Felsefi ve tasavvufi konuların yanı sıra aşkın işlendiği şiirlerdir.Mersiye, methiye ne hicviye türünde şiirler daha çok terkib-i bent biçiminde yazılır.

·         Bentlerden kurulmuş bir nazım biçimidir.

·         Bentlerin her biri 7 veya 10 beyitten oluşur.

·         Bent sayısı 5-15 arasında değişir.

·         Bentler brbirine “vasıta beyti” denilen beyitlerle bağlanır.

·         Vasıta beyti her bennten sonra değişir.

·         Bentlerin uyak düzeni gazeldeki gibidir.

·         Bağdatlı Ruhi, Şeyhi, Ziya Paşa bu türün başarılı örneklerini vermişlerdir.

                 Vardım seheri taat içün mescide nagah

Gördüm oturur halka olup bir nice gümrah

 

Girmiş kemer-i vahdete almış ele tesbih

Her birinin vird-i zebanı çil ü pencah

 

Dedim ne sayarsız ne alursuz ne satarsız

K’asla dilinizde ne Nebi var ne hod Allah

                                          Ruhi-i Bağdadi

TERCİ-İ BENT: Allah’ın kudreti, kainatın sırları, tabiatın zıtlıkları gibi konuların yanı sıra felsefi konuların da işlendiği şiirlerdir.

·         Biçim yönüyle terkib-i bent gibidir.

·         Terkib-i bentten farkı, vasıta beytinin değişmemesi; böylece bentler arasınsda geçişi sağlamasıdır.

·         Vasıta beytinin değişmemesi, büyün bentlerde aynı konunun işlenmesini gerektirir.

·         Bütün şiir boyunca aynı konu işleneceği için, yazılması oldukça zordur.

·         Şeyh Galip, Ziya Paşa bu türün başarılı örneklerini vermişlerdir.

 

NAZİRE-TEHZİL:Bir şairin başka bir şairin şiirini model alarak aynı uyak, redif ve ölçüde yazdığı benzer şiire “nazire” denir.Nazirenin divan edebiyatında önemli bir yeri vardır.Nazire yazan kişii nazire yazdığı şairin üslubunu beğendiğini gösterir.Nazirenin bir taklit değil, en az nazire yazılan şiir kadar güzel olması gerekir.Nazirenin, şaka ve alay amacıyla yazılmış haline “tehzil” denir.

HAMSE:Bir şairin beş mesnevisinin bir araya getirilmesiyle oluşturulan yapıttır.Edebiyatımızda ilk hamseyi Ali Şir Nevai yazmıştır.ayrıca Taşlıcakı Yahya, Nevizade Atai, Nergisi, Hamdullah Hamdi de hamse sahibi Divan şairlerdir.

 
  Bugün 3 ziyaretçi (6 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol